Sanal Makine – Virtual Machine
Gerçek bir bilgisayar olarak işlev gören bir bilgisayar dosyasıdır. Sanal makineler görüntü olarak adlandırılan işlemlerde çalışır ve kullanıcıya fiziksel bilgisayarlarının sunduğu deneyimi yaşatır.
❝Savunma Sanayi ürünlerimiz hayat kurtarıyor.❞
STM tarafından geliştirilen Duvar Arkası Radar Cihazı: DAR
💢 Ekipler DAR’ın verdiği koordinatlarla 20’den fazla depremzedeyi kurtardı.
💢 Savunma Sanayi dışında ilk kez Hatay’da kullanıldı.
SSB Başkanı İsmail Demir, ” 3.6 milyar lira kaynak aktarıyoruz.”: Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, “Türkiye Tek Yürek” kampanyasına Türk savunma sektörü adına katılım sağladı.
- Canlı yayına bağlanan Demir, “ROKETSAN, ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN ve STM, 600 milyon ₺’yi AFAD’a hemen tahsis ettiler. Ayrıca, afetzedelerimize 3 milyar liralık bir kaynak ayırarak konaklama ve iş imkanı sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.
BAYKAR’dan konut desteği: 1000 konut bağışının yanı sıra acil barınma ihtiyacı için 2000 afetzedenin yaşayabileceği BAYKAR Konteyner Kent’i de hayata geçiriyoruz. Baykar olarak toplam yardım miktarımız 1 milyar 855 milyon TL’ye ulaştı. Yaralarımızı hep birlikte sararak bu zor günleri beraber atlatacağız.
Türk Savunma Sanayii ürünleri, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında enkaz alanlarında yürütülen çalışmalarda yer aldı.
TDU Ürünlerini Afet Bölgesinde Kurdu: Depremin ardından TDU Savunma Sistemleri A.Ş., Şişirilebilir Mobil Hangar çözümünü Hatay’da kurdu.
- Kritik malzeme ve mühimmatın saklanması, depolanması ve bakım onarım faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla üretilen hızlı kuruluma ve dayanıklı bir yapıya sahip Şişirilebilir Mobil Hangar, Hatay’da gıda malzemelerini depolamak amacıyla hizmet veriyor.
- AFAD ile koordineli olarak çadır üretimlerini sürdüren TDU, ekibiyle birlikte afet bölgesinde hizmetlerini sürdürüyor.
ASELSAN tarafından üretilen yerli solunum cihazları depremzedelere nefes verdi: ASELSAN sosyal medya hesabından “Gönderdiğimiz hayat kurtaran yerli solunum cihazlarımız; hastanelere destek olmaya, depremden etkilenen insanlarımızı yaşama tutundurmaya, nefes vermeye devam ediyor.” paylaşımında bulundu.
ASPİLSAN Enerji: Deprem bölgesine yardımlarımızı göndermeye devam ediyoruz. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza ulaşması için ASPİLSAN Enerji’nin ürettiği lityum iyon pilli powerbankleri afet bölgelerine gönderdik. Gün, zorlukları birlikte aşma zamanıdır.
ASELSAN GÜKAS ile ulaşılması zor yerlere girildi: ASELSAN tarafından geliştirilen Güneş Enerjili Yerli Kamera Sistemi GÜKAS, deprem bölgelerinde görüntüleme noktasında görev aldı.
- ASELSAN’dan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Afet bölgesine ulaştırdığımız Güneş Enerjili Yerli Kamera Sistemi GÜKAS’larımızla, ulaşımı güç bölgelere yönelik gözetlemeye katkı veriyoruz. Hareket tespit özelliğine sahip sistemler, ilave enerji kaynağına gerek duymadan 15 kilometreye kadar kablosuz görüntü aktarabiliyor.”
Milli Muharip Uçak Grup Başkanlığı kuruldu: Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı bünyesinde, “Milli Muharip Uçak Grup Başkanlığı” kuruldu. Yeni kurulan Grup Başkanlığı, sadece MMU Projesi’ne odaklanacak.
Hollywood’dan Gerçeğe: Askeri Teknolojiler Popüler Kültüre Nasıl İlham Veriyor: Savunma sanayisinin en çok etkilendiği, belki de bu etkiyle şekillendiği bir sektör var, Hollywood. Özellikle bilimkurgu sinemasında öngörülenler, teknoloji imkân verdiği an hayata geçiriliyor. Ayrıca bahsedilen etki, tek taraflı bir etki de değil. Sonuçta, birbirini tetikleyen ve ileri götüren bir sistem göze çarpıyor. Hollywood’un, askeri teknolojiler üzerindeki etkisi göz ardı edilemeyecek kadar fazla. Bu etkiler üç ana başlıkta ele alınabilir. Kamuoyu Tepkisi, Propaganda, Pazarlama.
- Teknolojik Öngörü: Üç ana etkiye geçmeden önce, üçünün de sonucu olan teknolojik öngörü kavramından başlamak faydalı olacaktır.
- Kamuoyu tepkisi: Filmlerin bizlere anlattığı bir diğer gerçek de kamuoyuna sunulmuş teknolojilerin zaten var olduğu yönünde. Filmler ayrıca çıkması düşünülen teknolojiler için de bir simülasyon ortamı sağlıyor. Gözden kaçan veya tahmin edilemeyen hataların, güvenlik sorunu da olmadan çok fazla sayıda kullanıcının gözünden değerlendirilmesine imkân veriyor.
- Propaganda: Hollywood filmlerinin bir diğer toplumsal ve siyasi etkisi propagandadır. Propagandanın hedefi kamuoyunun tepkisinin sınırını anlamaktır. Aslında kamuya/topluma etki ederek, reaktif insan topluluklarını istediği şekilde yönlendirmektir.
Savaşın Geleceği: Yeni Nesil Askeri Teknolojilere Bakış: Çok kutuplu dünya ve devlet dışı aktörlerin savaş stratejisindeki başat rolü, uzun zamandır bilinen çoğu devlet doktrinini etkisiz kıldı. Geleneksel anlamda kabul gören birçok gerçeklik, başta alarak değişime uğradı.
- Muharebe sahasında hiçbir açıdan eşit olmayan tarafların başvurduğu gayrinizami askeri uygulamalar ve masa başında yürütülmeye çalışılan dengesiz uluslararası asimetrik tehdit olmak üzere psikolojik harp, politikalar, bu gerçekliğin hem sebebi hem de vekalet savaşı ve çok boyutlu savaş adlarını sonucu oldu.
- Büyük devletler, bu gerçeklikteki değişimi fark etmiş ve harekete geçmiş olsalar da uygulamalar ve sonuçlar görecelidir. Konvansiyonel muharebe alanında ve değişen güvenlik algısı ışığında ise yeni nesil bir muharebe ortaya çıktı. “Gelecek Savaş” (Future War) adı altında somutlaştırılan ve kabul görmüş/alışılmış tüm muharebe yeteneklerinden ayrı bir görüş ortaya konuldu. Bu görüş ile ağır bürokrasiyi, tek bir modern organizasyonda toplayarak yeni silahlar ve bunları kullanmak için yeni yaklaşımlar ortaya konmak istendi.
Sürü Dronların Yükselişi “İnsansız Savaşın Geleceği“: Doğadan ilham almak, insanın uygarlık tarihi boyunca gelişmesini tetikleyen en önemli unsurlardan biridir. Örnek alınan sistem çoğunlukla insanın faydasına kullanılsa da zaman zaman çatışmaların da konusu olmuştur.
- Bu süreçte, beden gücü kendini makinalara bıraktığından beri, toplum birçok değişiklik atlatmıştır. Teknolojik gelişmenin özellikle 21.yy’ın ortasından itibaren artarak hızlanmasının sonuçları ise ortada. Bugün, artık makinalar insansız da yollarına devam etme eğilimine girdiler. “Swarming” (Oğullaşma) kavramı da bu otonom yapının ulaştığı bugünkü nokta.
- Sistemin adını “Oğullaşma” şeklinde kullanmak bir tercih. Zira, teknoloji geliştirmeyen ülkelerin baş sorunu, bu teknolojilerin kendi dillerinde karşılıklarının olmayışıdır. Fakat bu sistemin doğadan ilham alması, isimlendirme konusunda inisiyatif alınmasını özgür kılabilir.
Per Aspera Ad Astra (Zorluklardan Yıldızlara): Uzaya çıkma ve ona hâkim olma yarışı Soğuk Savaş öncesinden, 1955’lerden beri devam etmektedir. O dönemde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) arasında devam eden uzay yarışı, bugün çok kutuplu dünya düzenine de uyarak, genele yayılmış oldu.
- ABD’li astronot ve SSCB kozmonotlarının uzayda diğerlerinden önce ilk faaliyeti yürütmesi üzerinden ilerleyen popüler uzay yarışının arkasında, bunun ötesinde bir sanayileşme hareketi var. İkinci Dünya Savaşı’ndan büyük kayıplarla çıkan bir dünyada, savaştan çok kısa bir süre sonra ortaya konulan uzay vizyonu gerçekten büyük bir hedef.
- Bu hedefe ulaşmak için yapılması gerekenler de temel bilimlerden, ileri veya katma değerli teknolojilere kadar geniş skalada bir planlamayı da içeriyor. Planlı ve hızlı gelişimi sırtlayan bu iki ülke, şu an sivil alanda da kullandığımız birçok teknolojinin temelini de bu dönemde atmış oldu. Buradan çıkarımla, Türkiye olarak uzayı hedeflemek aslında Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuzla örtüşen bir stratejidir. Cumhuriyetin kuruluşunda büyük zorluklara rağmen atılan sanayileşme adımları, bugün ortaya koyacağımız iradeyle yıldızlara ulaşacak.